CLICK HERE FOR BLOGGER TEMPLATES AND MYSPACE LAYOUTS »

19 Ağustos 2009 Çarşamba

önce ben...

eylül bol bol anane , dilek,bahar teyze ve efe ile vakit geçiriyor zevkle. anne istanbula gidip geldikten sonra kızımla bi sürü şey yaptık ama bunları yazacak vaktim yok. kızıma, evime, annemlere yani aileme vakit ayırabiliyorum mümkün olduğunca. arkadaşlarımla bile görüşemiyorum uzunca bi zamandır. ama işimide çok seviyorum, eğitim uzmanı olduktan sonra birde hiç bilmediğim bir alana geçmekle yüküm çok artsada, zor bir sektör olsada, koşturmaca, promosyonu, detayları hiç bitmesede ve bunun üzerine birde bu işi çağrı merkezinde yapmak eklensede... çağrı merkezi streslidir,yoğundur, vardiyalıdır, arayan hiç bitmez, adsl de iken sadece türkiye idi şimdi dünyanın heryerinden insana yardımcı olmak için burada destek veren insanları eğitmek ve onlara destek olmak yeri geldiğinde daha iyi işin içinde olmak için çağrı almak. mesela ramazanda iftar açacakken bile çağrılara yakalanırsınız, hiç bitmez çünkü siz ankaradasınız ama onlar her şehirde ya daha itar açacaklar yada açmışlar sizi ararlar... zordur ama çokda şey öğrenirsiniz çağrı merkezinde, mesela daha zor sinirlenirsiniz, daha çok insan tanırsınız, az çok konuşmasından nasıl biri oldyğunu çıkarırsınız insanların bi süre sonra,kısıtlı zamanlarda ne çok şey yapılabileceğini öğrenirsiniz çünkü çağrılar kaçmasın diye öyle sistemler vardırki... herşeyinizi o sistemler ayarlar, saniyesi saniyesine molanızı kullanmak durumundasınızdır yoksa sonraki molanızı o kadar eksik kullanarak o günkü molanızı geçmemelisiniz. vardiyalı olduğundan zordur, bi hafta gündüz çalışırsınız bir hafta gece düzeniniz planınız yoktur, haftasonu sabit off yapamazsınız bu nedenle planlara katılamazsınız.

birden döküldü bütün bunlar ama kesinlikle işimi sevdiğimi tekrar söylemeliyim . . .

0 yorum: