CLICK HERE FOR BLOGGER TEMPLATES AND MYSPACE LAYOUTS »

29 Mayıs 2010 Cumartesi

doğumgünü

Bahar teyzesigildeki kutlamada filiz teyzesinin yaptırdığı pasta...


hayamın baharı kızım, yüzündeki o mutluluk hiç bitmesin annem...

brunch


Sinan BEy ve Neslihan ile gittiğimiz brunch ve sonrasında ise hayvanat bahçesi yaptık. her ay mutlaka gider olduk kızımla:))

28 Mayıs 2010 Cuma

teldekiler devam:)

Eylül ve tavşan benzerliğine dikkat:)

En çok çocuk hayvanat bahçesinde kaldı kızım ...


Ve işte kızımın sevgili atı zitin:) zeytin'e her defasında en az iki tur biniyor kızım, eve gelince de bitmiyor zitin zitin :))


Ve türk filmi sahnesinde eylül:))

telefonumla çektiklerim:)

telefonumla çekip unuttuklarım:))bakalım nerelere gideceğiz....
Sultan ablasının hediye ettiği hediye ütü masasında ütü yaparken, ütülenmişler heryerde:))

işyerimde Asu ile..
Anne ile eğitim sınıfında

23 Mayıs 2010 Pazar

şiirimiz

kızımın bir ay önce Mükremin 23 nisan gösterisi için hazırlanırken ezberlediği şiir:) Hala hadi şiirini oku dediği zaman okuyor herkese bıdır bıdır, videoyada çekip kaydedeceğim kısmetse....

bıktım, bıktım artık
bana küçük demelerinden.
bişey soracaklarsa
şişşşt küçük baksana derler.
yaramazlık yapınca
büyüdün artık ayıp derler.
büyük müyüüümm
küçük müyüüümm
anlamadım......


diye devam ediyor sonunu o kadar mıdır mıdır söylüyorki anlayamıyorum vallahi bi türlü:))bu arada kızım küçük diyemiyor düçük diyor acaip şeker bi şekilde:=))

21 Mayıs 2010 Cuma



Gidene kal demeyeceksin.
Gidene kal demek zavallılara,
Kalana git demek terbiyesizlere,
Dönmeyene... dön demek acizlere,
Hak edene git demek asillere yakışır.
Kimseye hak etmediğinden fazla değer verme,
yoksa değersiz olan hep sen olursun.
Düşün...
Kim üzebilir seni senden başka?
Kim doldurabilir içindeki boşluğu sen istemezsen?
Kim mutlu edebilir seni, sen hazır değilsen?
Kim yıkar, yıpratır sen izin vermezsen?
Kim sever seni, sen kendini sevmezsen?
Herşey sende başlar sende biter...
Yeterki yürekli ol, tükenme, tüketme,tükettirme içindeki yaşama sevgisini...
Hayat sana ekşi limonlar sunarsa, sen de tekila ve tuz iste...

19 Mayıs 2010 Çarşamba

kapalı mavi

kızımla 19 Mayıs tatilini değerlendirip gezdik iki gün bol bol, bahar teyzemizle efelerde kaldık, tiyatroya gittik, liseden arkadaşlarımla güne gittik, alışveriş yaptık ve eve dönerken kızımla dışarıyı seyrederken kocaman blokları eylüle gösterdim
Emel- Bunlar ne renk annecim?
Eylül- Bimiyorum anne?
Emel-Açık mavi onlar annem, bak gökyüzü gibi aynı.
Eylül- Hayıy anne açık mavi diil, kapalı mavi:)
Emel- Annem kapalı mavi diye bi renk yoktur, açık mavi ve koyu mavi vardır tamam mı?
Eylül- Anne sen bimiyosun ben sana öretiimm, kapalı mavi:))

Anne senelerdir bildiği bir yanlışı böylelikle düzeltir:))

Seni seviyorum ben yaaaaaaaaaaaa.............

17 Mayıs 2010 Pazartesi







Canım kızım benim tatlı kuzum 3 yaşını bitirdi. Bugün anne, baba ve kuzu ile evde tek kişilik pasta kesicez, ertesi gün ise bahar teyzelerde aileyle kutlama yapıcaz. Canım seni çok seviyorum, nice mutlu yaşalara....

13 Mayıs 2010 Perşembe

Ankara'ya alışmak...


İnsan 34 yıl yaşadığı bi yerden bir aylığına ayrılınca ve geri dönünce bu hale gelirmi yahu? Altı üstü bir ay sadece bir ay ve hatta Ankara'ya geldiğimi ve haftasonu gezmelerimi de sayarsam daha kısa ama yok kaç gündür bi garibim Erzincan dönüşü... Pazartesi gece geldim ve ertesi günü kızımla geçirdim, kızımı alıp gezmeye gidişimizde kendimi Erzincandaki gibi yürür buldum,oysaki burası Ankara nere yürüyorsun be güzelim? Farkettim ve bindim minibüse ve sonra indim kızılaya yürük kızımla çarşı pazar bakarak, bişeyler atıştırdık ama Erzincandaki lezzetlere o kadar alışmışımki :( Arabayla 10 dk gidince Ciminde nefis köfte yemek, Çırahane'de yada Işıkpınar'da Taleks yemek,Evin dönerde döner yemek gibi seçenekler yok Ankara'da . Yıllardır gittiğim hiç bi yer keyif vermedi bana gariptir. Kızım olmasa herşeyi bırakıp geri döneceğim neredeyse:)) Eşime seneler önce Amasya'yı gördüğümde demiştim hadi gel aldır tayinini burada yaşayalım diye ama onun kariyer planı bunlara uygun değil malesef ... Hep küçük bi yerde yaşamak isterim ,ailemden uzak kalmaya cesaret edemesem de, üzeri karlı dağları heryerden görünen şehirde uyanmak,heryere yürüyerek gitmek, azıcık sürede bağa bahçeye çıkmak, ağaçtan çağla toplamak, semaverde çay yapmak, yediklerine güvenmek,lezzetine doyamamak işte bu yüzden Erzincan'ı arıyor,Ankara'ya alışamıyorum.... Erzincan'dakiler oradan bıkkın küçük diye buradakiler oraya hasret.... Yarın sabah yine erkenden kalkıp hazırlanıp çıkacağım evden işe gitmek için, kısa bi süre sonra alışacağım eski düzenime , biliyorum çok kısa sürede geçecek ama bu da bir dertleşme olarak kalsın istedim .....

11 Mayıs 2010 Salı

hayatın her yerinde Eylül..



Dün gece 22:30 civarında kuzuma kavuştum ve bugünkü hallerimizden:)))

3 Mayıs 2010 Pazartesi

Erzincan...



Çağlayan'a gitmeden Bayırbağ'da piknik yaptık:) Semaverle çayı Çağlayanda içecektik ama gezmekten vakit kalmadı.. ve THY Eğitim grubumla binamızın önünde...
Erzincan havaalanı kapalı olduğundan Erzurum uçağıyla geldik. Bu sayede çok özlediğim Erzurum 'u migrenim tutsa da gezdim ve Asuman'a da gezdirdim azıcık. Operasyondaki o mavi resme takıntılıyım:))



Çağlayan çok güzel bir yer, çok sevdim. Kısmet olursa bir kere daha gitmek isterim, annem ve kızımla inşallah...

Not: Bütün bunları yaparken kızım hep aklımda ve hep yanımda olsa diyorum tabiki... Bu haftasonu Ankaraya gidip geldim , kızımla hasret giderdim iki günlüğüne :) Allahım neler yaptı bana şepşeker şey...AŞKIMMMMMMM, seni seviyoyum bebeeeem:))