CLICK HERE FOR BLOGGER TEMPLATES AND MYSPACE LAYOUTS »

25 Eylül 2008 Perşembe

banuş

Gözler ağlamaklı sözler acımasız hayat anlamsız ...


Kızım elimden geldiğince yazacağımki ileride bu yazıyı okuduğunda sevdiklerine sarıl ve onların seni ne çok sevdiğini bir kez daha anla ve hep şunu düşün belki bu onları son görüşün...


Her zaman gülerdi banuş, bi sürü para verdikleri internetten buldukları otele gidip hiç güzel bir tatil geçirmedikleri halde bunu öyle kahkahalarla anlattıki, takılmadan edememiştim bende ona anlattıklarından dolayı, zaten o sohbetimizde sanırım son uzun konuşmamızdı, arada selamlaşıp o çağrı alırken omzuna dokunup "ben geldim şeker naparsınız" demelerim dışında. işe yeni başladığım ve eylüşün diş çıkarmasından dolayı yorgun olduğum bir pazartesi adsl tarafında yer bulamayınca ilk defa 11811 tarafına oturmamla tanıştım kızlarla ve ondan sonrada yanlarına oturup keyifli muhabbetler ettik çağrılar arasında, yanlarında yer olmayınca arada gider onlara takılır gelirdim hazır durumunda koştura koştura, özellikle pırlanta konusunda öyle bi muhabbet vardıki aramızda kahkahalarımızdan herkes dönüp bakmıştı bize.


yaklaşık bir ay kadar önce kulaklığımı alıp kızların yanına gittiğimde buraya otur dediler senin yerini göstererek "bende banuş" dedim raporluymuşsun ama ciddi bişeyin yokmuş, dinlenecekmişsin, emine ve kızlarla gene bol kahkahalı hatta tasişten alınan çanak çömlekli gülüşmeler yaptık bol bol, ertesi gün başka yere oturdum ve ertesi gün kızlara selam vermeye gittiğimde banu komada dediler "nasıl yani hani ciddi bişeyi yoktu" sorularıma virüs kaptığın ve krizler geçirdiğin bu sırada beyninin şiştiği ve buna engel olmak içinde uyutulduğun cevabı verildi, hep gülen yüzün geldi aklıma, ama kimseye göstermediklerini aklınızda hep o hali kalsın dedikleri söylendi banada, hergün kızlara gidip durumunu sordum ama yanına gelemedim çünkü ben çok sulugözüm, annenin ,eşinin yanında ağlama krizine girmek istemedim, kızlar başka hastane başka doktor için çabaladılar ve buldularda ama yeni doktorda durumun hakkında net bi çözüm bulamadı... ve bugün 09:46da gelen msg senin o gülen yüzünün artık aramızda olmadığını bildirdi bana.... hep dua ettim,hep allahım kızına nehire bağışla dedim ama senin gülen yüzünün bu dünyadaki süresi bu kadarmış banuşum...


telefon konuşmalarımız


eylüş telefonda konuşurken al kızım babanla yada dedenle konuş dediğimizde telefonu alıp yan odaya gidiyor, e özel konuşacak çocuğumun anlatacakları var tabi, telefonla konuşurken eliyle bişeyler anlatıyor, telefonda konuşurken odanın içinde geziniyor, eline bişeyle alıyor bişeylerin yerini değiştiriyor, uzanıp ayak ayak üstüne atıyor, yani kısaca anne ve ananesinden ne gördüyse onu yapıyor:))

iftarın sultanları

salı günü daha önceden kararlaştırdığımız gibi hazine ablamlarla iftara gittik antares kuklaya, yine kuklayı tercih ettik çünkü daha önceden yemeğe gittiğimizde iki kızımızda kukla gösterisini çok sevmişlerdi. ramazan dolayısıyla çok kalabalık olmasına rağmen kızlar yine yemek sonrası kukla gösterisinden çok keyif aldılar ve sonra aşağıdaki eğlenceye indik sultan,ben ve eylüş, diğerleri masada çay keyfini tercih ettiler, kızlar bi sürü çocukla dans ettii ve şapka yarışmasına katıldı, eylüşün dansedip zıplaması görülmeye değerdi ve sultanımda ha bire o düşmesin, çocuklar onu itmesin diye onun etrafından hiç ayrılmayıp ablalık yaptı gene eylüşe. eğlence bitip bizimkilerin yanına geldiğimizde kızım gene aşağıda yaptıklarını anlattı masada kalanlara, alkış yaparak, zıplayarak, dansederek, öyle tatlı bi anlatımı varki görülmeye değer ve yenilesi bi hal alıyo. yemekten sonra bi kaç parça bişey alıp evimize geldik. aslında hazine ablam yemek sonrası çaya tatlı ve sahura börek yapmıştı ama eylüş arabada uyuduğundan uykusunu bölmek istemedik ve nefis börek ve tatlıyı kaçırdık :(
kukla gösterisi sırasında anca bu kadar resimleyebildik,



eylüş ve sultanım kuklanın çocuk bölümünde



ve iki tatlış çocuklarla yarışma sırasında