CLICK HERE FOR BLOGGER TEMPLATES AND MYSPACE LAYOUTS »

27 Ocak 2009 Salı

tatlı kuzuş



babasıyla oyunlarda eylüş sultan



ve uyumadan önce uyku mahmuru kuzum

tülaylardaydık

uzun zamandır gitmek isteyip işlerimden fırsat bulamadığım arkadaşıma gidebildim sonunda, aslında gene bi sürü iş güç vardı ama bırakıp kaçtım resmen:) filiz teyzemiz gece orada kalmış ve sabahta aşure yapmaya başlamışlar,gittiğimde ev aşure kokuyordu.giderken annem ve ananemide götürdüm ve tülayada annesini çağırmasını söyledim, gittiğimizde uzun zmandır görüşmeyen bi sürü kişi nasıl güzel muhabbet ettik. çocuklar çok güzel oynadılar, kızım cerenin yanından hiç ayrılmadı devamlı "abba abba " diye yapmak istediklerini anlatıp durdu. yemek , çay, meyva, aşure derken biz şiştik ve yola attık kendimizi ve evimize geldik.

kızım babasının kucağında emirle oynadı bol bol, gerçi başta babasını kıskandığından geçti ama ,o kadarda olur .


emir kocaman tombalak olmuş maşallah. gerçi tülayın çocukları iri doğup çabuk gelişirler ve ben ona "iki aya kalmaz emir eylülü geçer" demiştim ki geçecek yakında.

işte ceren ve eylüş

25 Ocak 2009 Pazar

cumartesi

aslında bugün aşure için haydarın ananesi fındık ebeye gidecekti kızım ananesi ve teyzesiyle ama , teyzemizin midesini üşütmesinden dolayı kötü olması nedeniyle ananede kalarak teyzesine baktı. anne işten çıkıncada sultanlara karne hediyesini vermeye gittik, çünkü sultan biz onu aramadan "aşkolsun emel abla unuttun dimi" diye bizi aramıştı ve acilen gitmek gerekirdi yoksa sultanımızın sabrı kaçardı:) cerenimizede hediyemizi aldık ve bugünde ona gideceğiz kısmetse. iki fıstığımızında karnesinin hepsi 5 ve hediyeyi fazlasıyla hakettiler .
sultanımızın prenses tacı ve elindeki sihirli sopasıyla kızım:)

bayram dedesi ve hazine annesiyle eylüş. yaza yapılan artvin planları konuşulurken ben " ben eylüşle zor giderim,biraz sorun olur " dediğimde bayram abim " ben onun sorunlarını biraz ısırırım" diye eylüşe bakarak ısırma hareketi yaptı ve eylüş tüm akşam boyunca onu taklit etti.

bahar ver haydar


perşembe akşamı bahar ve haydar bize geldiler,kızım onları görünce çok mutlu oldu yine ve bi sürü oyunlar,cilveler yaptı onlara. özellikle haydar delisi kızım; haydara öpücüklerle cilveler yaptı. bahar ve haydarımızın bir oğlunun olacağı kesinleşti,şimdi sıra ismin karar verilmesine geldi.

18 Ocak 2009 Pazar

eylüş neler yapıyor

canım kuzucum ben yokken epey mesafe katedmiş ve kocaman olmuş kocaaaman, tabi benim ona olan hasretimde kocaaamandı istanbulda iken... ananesi kızıma çok güzel bakmış ve bi sürü şey öğrenmiş, en çok " anni aç aç anni açs" ı kullanıyor kızım ama o kadar tatlı diyorki. sayı saymayı zaten biliyordu ama o tatlı dilden dökülen bi, ki, üs ü çok özlemişim .peki eylüş neler yapabiliyor (aklıma gelenleri sonra eklerim)

*dişlerini tam olmasada fırçalayabiliyor
*karalama yapmaya bayılıyor
*dansetmeyi çok seven kızım, nasıl dans edildiğinin taklidini bile yapabiliyor
*kaşık ve çatalı tam olarak kullanıyor, kahvaltısını kendisi yapıyor, çorbasını kendisi içiyor ve nadiren döküyor
*bardaktan herşeyi kendisi içiyor ve yine çok nadir döküyor
*kısa cümleler kurabiliyor. anni açs,anni geh dideim, anni baba gedi,
*herşeyi o kadar iyi anlıyorki. babasına ekmek alıp gelirmisin dediğimde hemen " anni şakaa " deyip kafasını ve ağzını gösteriyor. kafası şapkasının giydirilmesi için,ağzı ise atkısı ile ağzını kapattığımız için:) malum ankara çok soğuk ve atkı ile sıkıca kapatıyoruz ağzımızı.
*tümseklerden atlaması o kadar şekerki
*telefonda konuşmayı artık sevmiyor kuzucuk
*anane ,dedeiteyze,baba,anne yada emel denildiğinde gösteriyor.

yoğun istek üzerine



tülay teyzesi kızımın fotorğraflarına yoğun istek yaptı, bende bol bol kızımın resimlerini çektim. işte anne istanbuldan döndükten sonra lelüş

akşamüzeri filiz ve bahar teyzesiyle keyif yaptı kızım ve sonrada ananelerde balık keyfi, allahım o ne lezzetli bir balık sofrasıydı. şimdi ise teyzeler mutfakta sahlep hazırlıyor anne blog yazıyor:)

istanbulda son günler

gelmeden önce istanbulu dolaşma konusundaki kararlı tavrımızı devam ettirdik. kapalıçarşıda iken bir resmimiz.
ve son gece... ben beşiktaşa gidip tek başıma biraz dolaştım ve sonra gelip kendimizi rahat hissettiğimiz sultanahmetteki çiğdem pastanesinde çayımı ve nefis ötesi yaptıkları çilekli tartımı yedim. nerdeyse her akşam uğrayıp çay ve çilekli turta yedik,insan hergün çilekli tart yermi ??? evet yer. çiğdem de bir kez tatmadıysanız bu soruyu sormanız çok normal, her ürünleri o kadar güzel ve o kadar canayakınlarki bir kez daha teşekkür ederim.

son gece bizim hiltona dönüp kızlara çiğdemde tart yediğimi söyleyince hemen hazırlanıp sokağa çıktılar benide alarak ve ebru ve ayşe çiğdem, şilen ve senem ise starbucks yolunu tuttular. daha sonra odalarımıza gelip sınava çalıştık ve ertesi günde ankaramıza döndük.

16 Ocak 2009 Cuma

istanbul

cuma günü mine ile buluştuktan sonra karşıya alinin halalarına gittim, saolsunlar çok güzel ağırladılar ve hastalığımıda iyi ettiler.




ilk akşam satı halada kaldım, ben gittiğimde herkes ordaydı,benim yemek yememden sonra sohbet edip sonra sertanla ikimiz ders çalıştık herkes gidince, ertesi sabah satı halam haşhaşlı sacüstü yaptı nefis olmuştu gene bi sürü yedim ve birde sabahın erken saatinde kalkıp aşure pişirip dağıttı herkese.
cumartesi günü öğlen rabia halamlarla esrayıda alıp alışverişe vurduk kendimizi:) efenin doğumgünü için kırmızı papyon ve pantolon askısı aradık ama gittiğimiz palladium alışveriş merkezinde bulamadık malesef, akşama şadıman halaya balık yemeye gitmeden alışveriş sonrası çok acıktığımızdan rabia halamlara gelip yemekteyizden alınan tariflerden yapılan yemekler yedik:)) patates çorbası, soslu et ve profiterol yedik bol bol hele efe nasıl yedi ...pendiğe gittiğimizde eve girmeden pendiktede aradık papyon ve pantolon askısını ama herkes ağızbirliği etmişcesine getirmemişti bizim istediğimizi.nefis balık ve salata sonrası esra ve efeyi bırakıp rabia halamlara geldik ve orda kaldım o gece, ertesi sabah erkenden kalkıp bulduğumuz tüm açık mağazalarda kırmızı papyon ve pantolon askısı arayıp gene bulamamanın sonucunda kozyatağı carrefoura gittik ve ordan tam istediğimiz gibi olmasada birbirine uyumlu olarak papyon ve askıyı aldık. benim efeye doğum günü hediyem biraz olaylıda alınmıştı ve artık yola çıkabilirdim. rabia halam eylüşe çok güzel mont ve bot takımı almış bunlar için tekrar teşekkürler ediyoruz. saat 16:00 gibi sultanahmette kaldığım yere geldiğimde bizimkilerin gezmede olması sebebiyle bende münire teyzeme pazar akşamüzeri gitmeye karar verdim ve hemen eminönüne inip otobüse bindim,yaklaşık 40 dk sonra annemin teyze kızının evindeydim.
herzamanki canayakınlığı ile beni ağırlayan teyzem, çocukları ve eşiyle muhabbet ve yemek sonrası sultanahmete geri döndüm. çünkü ertesi gün eğitimin son günü idi ve çalışılacak çok dersim vardı. salı günü sınavıda atlattıktan sonra evimize dönüş için yola koyulduk. çoğu zaman hasta olsamda istanbul hep güzeldi....

12 Ocak 2009 Pazartesi

mine ile görüştük

daha önceki gelişimde yoğun olduğunu bildiğim mine ile görüşememiştik ve geçen hafta içi planımızı yaparak cuma günü öğle yemeğinde buluştuk,aslında neslihanda planımıza dahil olacaktı ama işgezisi için şehirdışından dönüüşü ve bulunduğumuz yerin uzaklığı nedenlerinden bize katılamadı. minenin ofisi ile thy genel müdürlük binasının yakın olması işimi kolaylaştırdı ve yemek arası verir vermez taksiye atlayıp arkadaşımın yanına gittim. nefis bir öğle yemeği eşliğinde bol sohbet ettik ama ikimizde resim çekmedik meraklılarına duyrulur:) benim yemek saatimin kısalığından dolayı kısacık bir zamanda keyifli vakit geçirdik arkadaşımla. eylüle aldığı kitap için çok teşekkür ediyorum,seni tanıdığım için çok mutluyum.

8 Ocak 2009 Perşembe

istanbulda 7 kişi

ankaradan "thy eğitimcinin eğitimi" için takım liderleri ve eğitmenler olarak geldik bu defa istanbula, genelde hepberaber dolaştık,yemek yedik alışveriş yaptık... salı günü binbir zorlukla ,yaklaşık 2,5 saat trafik çilesi çekerek cevahir alışveriş merkezine gittik, önce yemek sonra alışveriş faslından sonra 15 dakikada eminönüne geldik ki buna çok şaştık, ama e5 kabus istanbul için bunuda anlamış olduk. galatayıda arkamıza alıp hatıra fotoğrafımızı çektirdik.soldan sırayla ayşe,senem,türker,şilen,ebru, serkan ve bende resmi çeken:))

her ne kadar beraber olsakta ankaradan sevdiklerimizden uzak olmanın verdiği garip bi his var hepimizde ve her boş anımızda telefonlarımıza yapışıyoruz,şekil 1a:))
bizim hiltonda:)) yemek çıkmadığından dolayı yemeklerimizi dışarda yiyoruz, zaten dışarda yemeyi sevmediğim için bu pek kolay olmuyor, hergün ne yesek derdimiz var. ilk gün karar verir ıslak hamburgercide iken...


ebru ve ayşeyi istanbul manzarası ile çekmek isterken serkanın koşarak resme atlaması durumunda yakalanan bir poz:))

kızımı özledim

istanbuldayım,kızımdan ayrı ...
aslında istanbulu çok severim ama ,kızımdan ayrı kalmak özellikle telefonda yaptıklarını duyup yanında olamamak çok dokunmaya başladı bana.

3 Ocak 2009 Cumartesi

ve yine istanbul


anne yine istanbula gidiyor pazar saat 13:30da. bu defa yapılacaklar listem var ve bu listeye çoğunlukla uymak istiyorum. mine ve neslihanla görüşülecek, karşıya rabia halaya gidilecek, münire teyzeme gidilecek,mümkün olursa özleme-yalovaya gidilecek, eyüp sultana gidilecek,ikeaya gidilecek cek cek cek:))bile bile bu resmi koydum ,herzaman gözümün önünde olan gözbebeğim ,bitanem kızım hep aklımda ....

anne istanbulda

eğitim birimine geçtikten sonra, thy projesi eğitimlerine yönlendirildim ve bu proje kapsamında eğitimi biten bir grup ve takım liderleri ile thy dinleme ve daha başka bir eğitim için istanbula geldik 28 aralık pazar akşamı. kızımdan ayrılmak çok zor oldu tabi benim için, hatta filiz teyzesi onu alıp ananeye götürdü ben evde hazırlanayım diye işte o an nasıl ağladım nasıl, of çok zor kızımdan ayrılmak ama çalışmak lazım çünkü bunlar kızıma yatırım.


işte istanbula gitmek için evden çıkarken uyuyan kızım, kuzumm...

istanbula gidilirde gezilmezmi, tabiki gezdik ama soğuk,kar ve eğitim çıkışı ne kadar gezilebilrise o kadar gezdik.elimdeki poşette kızıma aldığım bebeği var, ilk geldiğim gece kızım bebeği görünce nasıl mutlu oldu ve hala o bebeği görünce yüzüne çok tatlı bir gülümseme yayılıyor.

istanbulda vaktimin çoğunu geçirdiğim ayşe ve ebru hanımlarla galatada balık ekmek yerken.

ben istanbuldan 1 ocak sat 00:45de döndüm,yani yeniyıla yolda girdim ama ilk saatlerde kızımla olabilmek için bu gerekli idi,onunla olabilecek vaktimdem çalmamak için eğitim biter bitmez yetişebildiğim ilk otobüsle geri döndüm ve kızıma kavuştum. bu arada annemle planladığımız üzere ayrılık emme olayımızı bitirmek içinde bir fırsattı ama döndüğümde eylüş hala unutmamıştı, ama vermedim meme,kızım hala istiyor ama konuşarak anlatıyorum kabul ediyor ama bi süre sonra gene istiyor, aslında o kadar tatlı bakıyorki versemde emse diyorum ama bırakmanında zamanı geldi ,hem bu ayrılıklarla bendeki sütün ona yararı değil zararı var biliyorumda. sanırım diğer istanbul dönüşümde tamamen unutmuş olur.

ebuşla-eylüş


geçen cumartesi yani anne istanbula gitmeden önceki gün ebuşla eylüş buluşması yaşandı ve iki kuzen delirdiler gene, başta sarılıp koklaşmalar ve sonrasında gene itişip,kavgalar.

tuğçe teyzemiz




istanbula gitmeden gelen tuğçeye ait fotoları anca koyabiliyorum. deli arkadaşım sanki eylüşe hiçbişi almamış gibi gelriken gene elbise getirmiş. kızım yeter yahu artık koyacak yerimiz kalmadı vallahii:))kızım o gün akşam tuğçeden inmedi hiç,devamlı onun elinden yemek yedi(mahsuscuktan ) ve gideceklerini anladığında yaygarayı kopardı.